İçeriklerimizİcra ve İflas Hukuku

Menfi Tespit Davası

Borçlu, icra takibinden önce veya takip devam ederken, alacaklıya borçlu bulunmadığının tespitini isteyebilir. Bu tür tespit davalarına, “menfi tespit davası” denilmekte olup 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Borçlunun borcu bulunmadığının tespit edilmesi halinde, icra takibi duracaktır.

Menfi Tespit Davası Nedir?

Menfi tespit davası, bir olumsuz tespit türü olup borçlunun borcu bulunmadığının tespiti için açılması gereken bir dava türü olduğundan ve borçlunun borcu bulunmadığı halde cebri icra tehdidi ile ödeme yapması gerekliliğini doğurabileceğinden süreç takibi için alanında uzman avukat kadromuzdan, profesyonel hukuki dava ve danışmanlık hizmeti almanızı tavsiye ederiz. Konu hakkında bilgi almak için info@www.calinokcuhukuk.com mail adresi veya 0530 239 80 89 numaralı telefon ile iletişime geçebilirsiniz.

Menfi Tespit Davası Nasıl Açılır?

Borçlu ya da İİK’nın 89.maddesinde gösterilen üçüncü kişi; alacaklı ya da alacaklılara karşı, icra takibinden önce veya icra takibinden sonra, aşağıda yer alan koşullar sağlanıyor ise menfi tespit davası açabilecektir:

  • Borçlunun borcu bulunmamalı.
  • Ortada bir borç konusu olmamalı.
  • Takip hiçbir nedene dayanmamalı.
  • Borç doğuran bir sebep bulunmamalı.

İcra takibinden önce açılan menfi tespit davası, takibi durdurmaz. Mahkeme başvuru üzerine, icra takibinin durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verebilir. Bu takdirde alacağın %15’inden az olmamak üzere borçludan teminat göstermesini isteyecektir. (İİK m.72/2)

İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası, takibi durdurmaz ve ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu, gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden az olmamak üzere teminat gösterdiği takdirde alacağın %15’inden az olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. (İİK m.72/3)

Menfi Tespit Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Menfi tespit davalarında görevli mahkeme, kural olarak Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Ancak dava konusu alacak niteliği gereği özel mahkemelerin görev alanına giriyor ise; menfi tespit davasının özel mahkemelerde açılması gerekecektir.

Menfi tespit davalarında yetkili mahkeme ise; davalının (alacaklının) yerleşim yeri mahkemesi veya takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir.

Menfi Tespit Davasında İspat

Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer.

Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (mesela borcu) sadece inkar etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6).

Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukuki ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacıya düşer. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer.

Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer. (Yargıtay HGK 2021/19-659 E. 2022/82 K. 8.2.2022 T.)

Menfi Tespit Davasında Zamanaşımı

Menfi tespit davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Ancak borçlu taraf, icra takibi açılmasının akabinde cebri icra tehdidi altında takibe konu borcu ödemiş ise; ödediği paranın geri alınabilmesi için ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içinde istirdat (geri alma davası) davası açabilecektir.

Menfi Tespit Davasının Olası Sonuçları

Dava, alacaklı lehine sonuçlanırsa (dava reddedilir ise) borcun varlığı tespit edilmiş olur. Daha önce verilmiş ihtiyati tedbir kararı var ise ihtiyati tedbir kararı kalkar ve alacaklı takibe devam eder.

Alacaklının, ihtiyati tedbir kararı verilmesi sebebi ile alacağını geç almasından kaynaklı uğradığı zararın borçludan tahsiline karar verilecektir. Ancak borçludan tahsiline karar verilen tazminat tutarı, takip konusu alacağın %20’sinden az olmayacaktır. Karar kesinleşince alacaklı, ihtiyati tedbirden dolayı alacağını geç almaktan doğan zararlarını borçlunun gösterdiği teminattan alacaktır.
Dava, borçlu lehine sonuçlanırsa (dava kabul edilir ise) icra takibi hemen duracaktır. Kararın kesinleşmesi halinde ise, icra takibi iptal edilir.

Davanın sonuçlanmasından önce borçlunun malları haczedilmiş ise haciz kalkar, mallar satılmış ise satış bedeli borçluya ödenir.

Alacaklı haksız yere borçlunun menfi tespit davası açmasına neden olmuşsa, borçlunun istemi ile, borçlunun uğradığı zararının da alacaklıdan tahsiline karar verilecektir. Ancak alacaklıdan tahsiline karar verilen tazminat tutarı, takip konusu alacağın %20’sinden az olmayacaktır.

Menfi Tespit ve İstirdat Davası Birlikte Açılabilir mi?

Borçlu, menfi tespit davasından dolayı ihtiyati tedbir kararı almamış, borç da ödenmiş olursa o zaman menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilecektir. Başka bir deyişle, menfi tespit davası istirdat davasına dönüşecektir.

Borçlu, icra takibine itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden cebri icra tehdidi altında borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalır ise, ödeme gününden itibaren 1 yıl içinde genel kurallar uyarınca mahkemeye başvurarak paranın iadesini isteyebilir.

Borçlu tarafça ödeme yapılmadan önce menfi tespit davası açılmış ise; menfi tespit davası, istirdat davasına dönüşür. Borçlu tarafça, ödenen miktarın istirdat davası ile geri istenmesi için istirdat davası açılması söz konusu olduğundan; menfi tespit davası ile istirdat davasının birlikte açılması değil, açılmış olan menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi söz konusudur.

Borçtan Kurtulma Davası ile Menfi Tespit Davası Arasındaki Fark Nedir?

Borçlu, aleyhine başlatılmış olan icra takibine itiraz etmiş ve icra mahkemesince itirazı geçici olarak kaldırılmış ise; icra takibine devam edilmesini önlemek için itirazın geçici kaldırılması kararı üzerine 7 gün içinde “borçtan kurtulma davası” açabilir.
Borçtan kurtulma davası, niteliği gereği bir menfi tespit davası olup 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 69/2. maddesinde düzenlenmiştir.

Borçlu, icra takibinden önce veya takip devam ederken, menfi tespit davası açarak alacaklıya borçlu bulunmadığının tespitini isteyebilir. Ancak borçlu menfi tespit davasını, icra takibinden sonra ve icra mahkemesince verilmiş olan itirazın geçici kaldırılması kararı üzerine 7 günlük süre içinde açarsa; işbu davaya borçtan kurtulma davası denilecektir.

Menfi Tespit Davası Dilekçe Örneği

….. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE

DAVACI : XXXXXXX (Borçlu)

VEKİLİ : XXXXXXX

DAVALI : XXXXXXX (Alacaklı)

KONU : Müvekkilin davalıya borcu bulunmadığının tespiti talebimizden ibarettir.

AÇIKLAMALAR :

Davalı, müvekkil hakkında … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile … TL’lik icra takibi başlatmıştır.

Davalının takip dayanağı … TL’lik bono senedidir. Ancak müvekkilin …. sebepleri ile davalı tarafa borcu bulunmamaktadır.

Bu nedenle; davalı tarafça müvekkil aleyhine haksız olarak icra takibi başlatıldığından; müvekkilin davalı/alacaklı tarafa borcu bulunmadığının tespiti gerekmektedir.

HUKUKİ DELİLLER : … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, … günlü bono senedi, Bilirkişi incelemesi, Tanık, Yemin ve sair her türlü yasal delil.

HUKUKİ SEBEPLER : HMK, İİK ve ilgili yasal mevzuat.

NETİCE VE TALEP : Yukarıda izah edilen nedenlerle, davamızın kabulü ile müvekkilin davalı tarafa borçlu bulunmadığının tespiti ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederiz.

DAVACI VEKİLİ
XXXXXXX

İşbu dilekçe örnek olarak hazırlanmış olup, süreçlerin olayın somut özelliklerine göre yürütülmesi gerektiğinden, hak kaybının yaşanmaması adına uzman avukat kadromuzdan dava ve danışmanlık hizmet almanızı tavsiye ederiz.

Calın&Okçu Hukuk

Calın & Okçu Hukuk Bürosu olarak, her biri alanında uzman avukat kadromuzla yerli ve yabancı müvekkillere profesyonel hukuk ve danışmanlık hizmeti sunmaktayız. Müvekkillerle güven ilişkisi içerisinde, çözüm odaklı olarak hizmet vermeyi temel prensip edinerek gerçek ve tüzel kişilere ilişkin hukuki süreçlerin her aşamasını özen ve titizlikle yürütmekteyiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Hemen Bilgi Al!