Tam Yargı Davası
Tam Yargı Davası Nedir?
İdarenin yapmış olduğu eylem ve işlerden dolayı kişisel hakları doğrudan etkilenen / bozulan kişiler tarafından açılacak dava tam yargı davasıdır. Tam yargı davası ayrıca, idarenin yapmış olduğu iş ve eylemler nedeniyle zarara uğrayan kişinin maddi ve manevi zararını tazmin amacıyla devlet aleyhine açılacak tazminat davası olarak da tanımlanabilir.
Yani, idarenin bir işlem, eylem ya da eylemsizliği nedeniyle kişisel bir hakkı ihlal edilen kişi maddi veya manevi zararını tam yargı davası açarak zararının tazmini ve hakkının iadesi isteminde bulunabilir.
İdarenin yapmış olduğu iş ve eylemler idari yargı kapsamına girmekte olup, uzmanlık gerektiren bir süreç olduğundan süreç takibi için alanında uzman avukat kadromuzdan, profesyonel hukuki dava ve danışmanlık hizmeti almanızı tavsiye ederiz. Konu hakkında bilgi almak için info@www.calinokcuhukuk.com mail adresi veya 0530 239 80 89 numaralı telefon ile iletişime geçebilirsiniz.
Tam Yargı Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Tam yargı davalarında yetki İYUK madde 36’da düzenlenmiş olup ilgili maddeye göre yetkili mahkeme sırasıyla;
- Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili,
- Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer,
- Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir.
Görevli mahkeme ise idari işlemin konusuna göre idare mahkemesi, vergi mahkemesi, bölge idare mahkemesi veya Danıştay olabilmektedir.
Tam Yargı Davasının Şartları
Tam yargı davası açılabilmesi için belirli koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu koşullar;
- Bir hakkın ihlal edilmiş olması gereklidir.
Tam yargı davası ile tazminat veya bir alacak talep edilebilmesi için idarenin işlem, eylem veya eylemsizliği nedeniyle ilgili kişinin bir veya birden çok hakkının ihlal edilmiş olması gereklidir. İdare hangi türlü işlem veya eylem yaparsa yapsın, hakkı ihlal edilmeyen kişi tarafından tam yargı davası açılamamaktadır.
- Tam yargı davası açılmadan önce idareye başvurulması gereklidir.
Tam yargı davası açılmadan önce, idarenin işlem, eylem veya eylemsizliği nedeniyle hakkı zarar gören kişi tarafından idareye başvurularak haklarının yerine getirilmesini talep etmesi gereklidir.
Bu kapsamda kanun koyucu tarafından idareye başvuru için bir süre öngörülmüştür. Bu süre İYUK madde 13’te düzenlenmiş olup ilgili maddeye göre, işlem veya eylemin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem veya işlem tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde idareye başvurunun yapılması gerekmektedir. Aksi halde başvuru hakkı düşeceğinden, idareye başvuru koşulu gerçekleştirilememiş olacak ve dolayısıyla tam yargı davası da açılamayacaktır.
İdareye yönelik başvuru sonrasında idarenin 30 gün içerisinde cevap vermemesi halinde talep reddedilmiş sayılacaktır. Bu kapsamda, idarenin 30 gün içerisinde cevap vermemesi veya idarenin verdiği cevap ile kişinin talebinin kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde, ret kararının tebliğ edildiği günden başlayacak kanuni süre içerisinde tam yargı davası açılabilir.
Tam Yargı Davası Çeşitleri
İdare hukukunda genel anlamda 4 adet tam yargı davası bulunmaktadır.
Tazminat Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası
İdarenin işlem, eylem veya eylemsizliği nedeniyle zarara uğrayan kişinin zararını tazmin amacıyla idari yargıda açacağı maddi ve manevi tazminat talepli davadır. Bu dava, tazminat davalarının tipik şekillerinden biridir.
İstirdat Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası
İstirdat, geri alma anlamına gelmektedir. İstirdat davası niteliğinde tam yargı davası, hukuka aykırı bir şekilde idarenin malvarlığına dahil olan bir değerin geri alınması talepli davadır.
Vergi Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası
Vergi yükümlüsü kişinin verginin esasına veya miktarına yönelik olarak dava açabilmesi mümkündür. Vergi mahkemesinde açılacak olan bu dava olayın koşullarına göre iptal davası veya tam yargı davası şeklinde açılabilir.
İdari Sözleşmeden Doğan Tam Yargı Davası
İdari sözleşme, kamu hizmetinin görülmesi amacıyla düzenlenen ve bir tarafının idare olduğu sözleşmelerdir. Bir idari sözleşmenin uygulanması sırasında çıkan uyuşmazlıklar sonucunda tam yargı davası açılabilmektedir.
Tam Yargı Davası Nasıl Açılır?
İdari bir işlem, eylem veya eylemsizlikten zarar gören, yukarıda da bahsedildiği gibi, olayın öğrenilmesinden itibaren 1 yıl içinde ve her halde olay tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde zararın giderilmesi talebi ile idareye başvurmalıdır. Bu talebin kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde, tebliğ tarihinden itibaren başlayacak kanuni süre içerisinde tam yargı davası açılabilir.
Tam yargı davası, davası konusu işlem veya eylemin türüne göre belirlenecek görevli mahkemeye süresi içerisinde verilecek usulüne uygun bir dilekçe ile açılır.
Tam Yargı Davasında Dava Açma Süresi
Tam yargı davası açılmadan önce idareye başvuru zorunluluğu açısından süre yukarıda da izah edildiği üzere, olayın öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halde olay tarihinden itibaren 5 yıldır. İşbu 1 ve 5 yıllık zamanaşımı süreleri içerisinde idareye başvurulması halinde, idareden gelecek yanıta göre tam yargı davası açılabilir.
Buna göre, idarenin talebi kısmen veya tamamen reddetmesi halinde, ret kararının tebliğ tarihinden itibaren veya idarenin 30 gün içerisinde yanıt vermemesi halinde 30 günün sona ermesinden itibaren başlayacak kanuni dava açma süresi içerisinde tam yargı davası açılmalıdır.
Tam yargı davalarında dava açma süresi, İYUK madde 7’de düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca, dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde 60, vergi mahkemelerinde ise 30 gündür.
Bu süreler;
- İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
- Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği
tarihi izleyen günden başlar.
Tam Yargı Davasında İdarenin Hukuki Sorumluluğu
İdare hukuku kapsamında idarenin 2 türlü sorumluluğu bulunmaktadır. Bunlar özel hukuk sorumluluğu ve kamu hukuku ilkeleri sorumluluğudur.
İdarenin özel hukuk sorumluluğu, idarenin özel hukuk ilkeleri kapsamında yapmış olduğu sözleşmelerden veya fiillerden kaynaklanan sorumluluğudur.
İdarenin kamu hukuku ilkeleri sorumluluğu, idarenin idare hukuku ilkeleri kapsamında yapmış olduğu sözleşmelerden, fiillerden veya her türlü işlemden kaynaklanan sorumluluğudur.
İdarenin sorumluluğu kapsamında zarar gören kişinin zararını tazmin yükümlülüğü ise iki temel hukuki nedene dayanmaktadır. Bunlar; idarenin kusur sorumluluğu (hizmet kusuru) ve idarenin kusursuz sorumluluğudur.
Tam yargı davalarında öncelikle idarenin hizmete bağlı bir kusuru olup olmadığı araştırılmalıdır. İdarenin kusuru olmadığının tespiti halinde kusursuzluk sorumluluk ilkeleri kapsamında idarenin zararı tazminle sorumlu olup olmadığı tespit edilmelidir.
İdarenin Kusur Sorumluluğu (Hizmet Kusuru) Nedeniyle Tazmin Yükümlülüğü
İdare, sağlık, güvenlik, eğitim gibi kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinden sorumludur. İdarenin bu sorumluluğu kapsamında hizmetlerin işlememesi, geç işlemesi veya gereği gibi işlememesi halinde idarenin hizmet kusurunun yani kusur sorumluluğunun varlığından söz edilir.
Ancak hizmetlerin işlememesi, geç işlemesi veya gereği gibi işlememesi halinde idarenin sorumlu tutulabilmesi için, meydana gelen zarar ile idarenin hiç veya gereği gibi yerine getirmediği hizmet arasında illiyet bağı olması gereklidir. Yani, meydana gelen zarar, idarenin kusurundan kaynaklanmalıdır.
İdarenin Kusursuz Sorumluluğu Nedeniyle Tazmin Yükümlülüğü
İdarenin kusursuz sorumluluk hali, risk içeren ya da tehlikeli faaliyetleri bakımından kabul edilmektedir. Bu tür faaliyetlerde idarenin, yukarıda izah edildiği gibi bir hatası veya kusuru olmasa da sorumluluğunun söz edilir. Bu sorumluluk halinde, meydana gelen zarar ile idarenin işlem, eylem veya eylemsizliği arasında illiyet bağı olması yeterlidir, idarenin kusurlu olup olmadığı araştırılmaz.
Tam Yargı Davası Dilekçe Örneği
….. İDARE MAHKEMESİ’NE
DAVACI : XXXXXXX
VEKİLİ : XXXXXXX
DAVALI : XXXXXXX
İDAREYE BAŞVURU TARİHİ : XXXXXXX
ZIMNEN RED TARİHİ : XXXXXXX
KONU : Müvekkile yönelik uygulanan tıbbi uygulama hatasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil XXXXXXX, …. Tarihinde XXXXXXX Hastanesi’nde muayene olmuş, hekimler tarafından yapılan muayene sonucunda Müvekkile ……. Tanısı konularak operasyon önerilmiştir.
Bunun üzerine Müvekkil ….. tarihinde …… operasyonu geçirmiş olup, operasyon sonrasında bacaklarında his kaybı ve yürümede zorlanma yaşamaya başlamıştır.
Müvekkilde meydana gelen maddi ve manevi zararların tazmini talebi ile …… tarihinde XXXXXXX Hastanesi’ne başvurulmuş olup, …. Tarihinde idarenin cevap süresi olan 30 günün dolması ile tarafımıza herhangi bir yanıt gelmemiştir. Bu nedenle …… tarihinde talebimiz zımnen reddedilmiş sayılmaktadır.
…..
Müvekkile operasyon öncesinde gerekli bilgilendirme yapılmamış olup, aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmemiş, yalnızca maktu formlar imzalatılmıştır. Müvekkil, komplikasyonlar, operasyon öncesi ve sonrası süreç gibi konular hakkında hiçbir bilgi kendisine açıklanmadan operasyona alınmıştır.
…..
Operasyonun hatalı yapılması nedeniyle Müvekkilin her iki bacağında da his kaybı meydana gelmiş, Müvekkil destek almadan tek başına yürüyemez hale gelmiştir. Bu kapsamda Müvekkil’e operasyonun uygulandığı XXXXXXX Hastanesi’nin devlet hastanesi olması nedeniyle idarenin sorumluluğu mevcuttur.
…….
Yukarıda izah edilen sebeplerden dolayı Müvekkilde hem maddi hem de manevi birçok zarar meydana gelmiştir.
Müvekkil tüm muayeneleri ve operasyon için toplam XXXXXXX TL ödeme gerçekleştirmiştir.
…….
Ayrıca Müvekkilin işgörmezlik nedeniyle uğradığı zarar XXXXXXX TL’dir.
…….
Gerçekleştirilen yanlış operasyon sebebi ile Müvekkil süreç sonrasında da birçok farklı doktora muayene olmak, tetkik ve tedaviler yaptırmak zorunda kalmıştır. Bu kapsamda Müvekkil bu muayene ve tedavilerine de toplam XXXXXXX TL ödemiştir.
…….
Yukarıda açıklanan nedenlerle Müvekkil’in Davalı Hastane tarafından görmüş olduğu maddi zararların tazmini için XXXXXXX TL, manevi zararların tazmini için XXXXXXX TL, toplam XXXXXXX TL tazminat talebimiz ile birlikte işbu davayı açma zorunluluğumuz doğmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER : İYUK, Borçlar Kanunu, Hasta Hakları Yönetmeliği ve ilgili her türlü yasal mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER :
Başvuru dilekçesi ve alma haber kağıdı
Müvekkile ait tedavi evrakları
Hasta dosyası
Bilirkişi incelemesi,
Emsal yargı kararları,
Tanık, sair yasal deliller ve her türlü delil.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile, tıbbi uygulama hatası sonucunda Müvekkilin uğramış olduğu zararlar açısından XXXXXXX TL maddi, XXXXXXX TL manevi zararın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederiz.
DAVACI VEKİLİ
XXXXXXX
İşbu dilekçe örnek olarak hazırlanmış olup, süreçlerin olayın somut özelliklerine göre yürütülmesi gerektiğinden, hak kaybının yaşanmaması adına uzman avukat kadromuzdan dava ve danışmanlık hizmet almanızı tavsiye ederiz.