Ceza Hukukuİçeriklerimiz

Konut Dokunulmazlığının İhlali

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Nedir?

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında m.116’da düzenlenmiştir.

Bu suç ilgili maddede;

“(1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.

(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”

şeklinde düzenlenmiştir.

Konut dokunulmazlığı hakkı, kişi özgürlüğüne ilişkin temel hak ve özgürlüklerden olup 1982 Anayasası’nın 21. maddesi ve uluslararası sözleşmeler ile de koruma altına alınmıştır.

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu kısaca, bir kimsenin konutuna, işyerine veya bunların eklentilerine rızaya aykırı olarak girilmesi veya rıza ile girilmiş ise de sonrasında bu yerlerden çıkılmaması olarak tanımlanabilir.

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, temel hak ve özgürlüklere müdahale teşkil ettiğinden büyük önem arz etmekte olup hak kaybı yaşanmaması adına süreç takibi için alanında uzman avukat kadromuzdan, profesyonel hukuki dava ve danışmanlık hizmeti almanızı tavsiye ederiz. Konu hakkında bilgi almak için info@www.calinokcuhukuk.com mail adresi veya 0530 239 80 89 numaralı telefon ile iletişime geçebilirsiniz.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Unsurları

Maddi Unsur

Fail ve Mağdur

Bu suçun faili ancak cezai sorumluluğu olan gerçek kişiler olabilir. Bu suçun failinin, tüzel kişi olabilmesi mümkün değildir.

Suçun “kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle” kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, bu kişiler hakkında uygulanacak ceza TCK 119/1-e maddesi uyarınca artırılır.

Bu suçun mağduru ise, konut içinde yaşayan herkestir.

Bununla birlikte; aynı konut içinde yaşayan kişiler ve eşler; bu suçun faili ve mağduru olamazlar.

Hukuka Aykırı Fiil

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda hukuka aykırı fiil; bir kimsenin konutuna, işyerine veya bunların eklentilerine rızasına aykırı olarak girilmesi veya rıza ile girildikten sonra buradan çıkılmamasıdır.

Bu kapsamda konut dokunulmazlığının ihlali suçu, seçimlik hareketli bir suç olarak nitelendirilmektedir.

Suçun Maddi Konusu

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun maddi konusu, TCK’nın ilgili hükmü uyarınca; konut ve eklentileri, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri olarak tanımlanmıştır.

Manevi Unsur

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Fail, bilerek ve isteyerek bu suçu işlemelidir. Bu nedenle bu suçun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir.

Hukuka Aykırılık Unsuru

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşabilmesi için; maddi ve manevi unsurların yanısıra, hukuka aykırılık unsurunun da sağlanmış olması gereklidir.

Suçun oluşması için, somut olayda herhangi bir hukuka uygunluk nedeni bulunmamalıdır. Örneğin ilgilinin rızası, hakkın kullanılması, kanun hükmünü yerine getirme, hukuka uygun emrin yerine getirilmesi, meşru savunma gibi hukuka uygunluk nedenleri bulunduğunda konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluştuğundan bahsetmek mümkün değildir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Cezası

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun cezası; TCK’nın 116/1. maddesinde konut ve konutun eklentileri için, TCK’nın 116/2. maddesinde ise işyerleri ve eklentileri için düzenlenmiştir. Bu doğrultuda;

  • Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (TCK 116/1)
  • Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (TCK 116/2)

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Nitelikli Halleri

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda cezayı artıran suçun nitelikli halleri; TCK m.116/4 ve TCK m.119’da düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre;

  • Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (TCK m.116/4)
  • Silahla, (TCK m.119/1-a)
  • Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, (TCK m.119/1-b)
  • Birden fazla kişi tarafından birlikte, (TCK m.119/1-c)
  • Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, (TCK m.119/1-d)
  • Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
  • İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. (TCK m.119/1-e)
  • Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. (TCK m.119/2)

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Cezayı Azaltan veya Ortadan Kaldıran Nedenler

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşabilmesi, somut olayda bir hukuka uygunluk nedeni bulunmamalıdır. Bu kapsamda somut olayda ilgilinin rızası, hakkın kullanılması, kanun hükmünü yerine getirme, hukuka uygun emrin yerine getirilmesi, meşru savunma gibi hukuka uygunluk nedenleri bulunduğunda konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluştuğundan bahsetmek mümkün olmadığından; kişinin ceza alması da mümkün değildir.

Bununla birlikte; zorunluluk (ıztırar) halinin de bu suç bakımından hukuka uygunluk nedeni kabul edilebilmesi için, zorunluluk halinin suç işlenirken bulunuyor olması gerekmektedir. Eğer şartları sağlanıyor ise zorunluluk hali de hukuka uygunluk nedeni kabul edilir ve bu durumda da kişinin ceza alması mümkün değildir.

Suç teşebbüs aşamasında kalmış ise; failin alacağı ceza azalacaktır. Ancak konut dokunulmazlığının ihlali suçu seçimlik hareketli bir suç olup “bir kimsenin konutuna, işyerine veya bunların eklentilerine rızaya aykırı olarak girilmesi veya girildikten sonra buradan çıkılmaması” olarak tanımlandığından; bu yerlere girilmesi eylemi teşebbüs aşamasında kalabilecek iken, çıkılmaması eyleminin teşebbüs aşamasında kalması mümkün değildir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Şikayet Süreci ve Zamanaşımı

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, TCK’nın 116/1. maddesinde konut ve konutun eklentileri için, TCK’nın 116/2. maddesinde ise işyerleri ve eklentileri için düzenlenmiş olup bu hükümler uyarınca suç, takibi şikayete bağlı suçlardandır.

Şikayet süresi 6 ay olup bu süre fiilin ve failin öğrenildiği andan itibaren işlemeye başlar. Ancak her halde şikayet hakkının 8 yıllık dava zamanaşımı süresi içinde kullanılması gerekmektedir.

Mağdur tarafından şikayet hakkının kullanılması üzerine fail cezalandırılacaktır. Mağdur, şikayet hakkını kullanmış ise de; şikayetinden vazgeçtiği hallerde fail cezalandırılmayacaktır.

Suçun nitelikli hallerinde ise bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması, şikayete bağlı değildir.

TCK’nın 142/4. maddesine göre, hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlali suçu işlenmiş ise, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlı olmayacaktır.

Bununla birlikte konut dokunulmazlığının ihlali suçu uzlaştırma kapsamında ise de; uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmamaktadır.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Cezanın Ertelenmesi veya Para Cezasına Çevrilmesi

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun TCK m.116’da düzenlenen tüm halleri bakımından mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesi kararı verilebilir.

Adli para cezası; TCK 116/2.maddesinde düzenlenen işyeri dokunulmazlığı açısından hapis cezası veya adli para cezası olmak üzere seçimlik olarak öngörülmüştür. Bu halde mahkemece doğrudan adli para cezası verilebilecektir.

Bununla birlikte konut dokunulmazlığının ihlali suçu bakımından adli para cezasının seçimlik bir yaptırım olarak öngörülmediği hallerde de, mahkemece verilen hapis cezası, belirli koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebilecektir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Davaları Hangi Mahkemede Görülür?

Konut dokunulmazlığı ihlali suçunun yargılaması Asliye Ceza Mahkemelerince yapılır.

Yargılama süreci adliyelerin yoğunluğuna ve suç konusu olayın özelliklerine göre değişkenlik göstermektedir. Bu kapsamda olayların izahının doğru ve anlaşılır bir şekilde yapılabilmesi adına süreç takibi için alanında uzman avukat kadromuzdan, profesyonel hukuki dava ve danışmanlık hizmeti almanızı tavsiye ederiz.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Yargıtay Kararları

“…Sanık O. A. hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının temyizinin itiraz mahiyetinde kabul edilerek, Boyabat Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/120 D. iş. sayılı, 26.05.2016 tarihli kararla itirazın reddine karar verildiği ve hükmün kesinleştiği, bu karara karşı temyiz itirazında bulunulmadığı, temyiz isteminin sanık F. A. hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçu ile sanıklar hakkında nitelik hırsızlık suçundan verilen kararlara ilişkin olduğu tespit edilerek yapılan incelemede;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-)Sanık F. A. hakkında konut dokunulmazlığın ihlali suçunun birden fazla kişi ile birlikte işlenmiş olması karşısında, sanık hakkında TCK’nın 119/1-c maddesiyle uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,

2-)14.05.2015 tarihli yakalama ve muhafaza altına alma tutanağına göre sanık O. A.’nın başka suçtan yakalanması üzerine suçu ikrar ederek motosikletin saklandığı yeri gösterip, müştekiye iade edildiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına müştekinin rıza gösterip göstermeyeceği tespit edildikten sonra hakkında hırsızlık suçundan TCK’nın 168/1-4. maddesinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar F. A. ve O. A. müdafiilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 Sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının korunmasına, 31.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.”

(Yargıtay 6. CD 2021/9763 E. 2022/4786 K. 31.3.2022 T.)

“…1) Sanık hakkında konut dokunulmazlığı ihlal ve tehdit suçları yönünden;

Hükmolunan cezaların türleri ve miktarları gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK’nin 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları, miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nin 298/1. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünce gibi REDDİNE,

2) Sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçu yönünden;

Sanık hakkında ilk derece mahkemesince hükmedilen hapis cezasının 5 yılın üzerinde olması nedeniyle, bölge adliye mahkemesi kararının CMK’nin 286/2-a maddesi gereğince temyize tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

Katılan vekilinin duruşmalı inceleme isteminin 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 299. maddesi uyarınca reddiyle incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmekle;

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin yapmış olduğu duruşma sonrasında verdiği “Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/03/2021 tarih ve 2020/299 Esas – 2021/124 Karar sayılı hükmünün kaldırılarak, sanığın TCK’nin 81/1, 35/2, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 13 yıl 6 ay hapis cezası ile mahkumiyetine” dair

14/06/2021 tarih ve 2021/942 Esas – 2021/1263 Karar sayılı hükmünün tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; sanık müdafiinin; eksik inceleme sonucu karar verildiğine, sanığın kasten öldürmeye teşebbüs fiilini işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiğine, mahkemeye karşı saygısızlık etmeyen ve kusurlu davranmayan sanığın cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, aleyhe cezanın artırılması yasağına riayet edilmediğine katılan vekilinin; sanığın eylemini tasarlayarak gerçekleştirdiğine, hükmedilen cezanın az, orantısız olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi gereğince tebliğnamedeki düşünce gibi TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA,…”

(Yargıtay 1. CD 2021/11314 E. 2022/967 K. 8.2.2022 T.)

“…I-Suça sürüklenen çocuk hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,


II-Suça sürüklenen çocuk hakkında …’a yönelik konut dokunulmazlığını ihlal, …’a yönelik iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.


Ancak;


Suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olması ve suç tarihi itibariyle daha önce hapis cezasına mahkum edilmediğinin anlaşılması karşısında; TCK’nın 50/3. maddesi gereğince, iş yeri dokunulmazlığını ihlal ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından hükmedilen kısa süreli hapis cezalarının aynı yasanın 50/1. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun düşünülmemesi,


Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 28.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

(Yargıtay 6. CD 2021/21889 E. 2021/20514 K. 28.12.2021 T.)

İşbu metin konunun genel hatlarıyla açıklanması için hazırlanmış olup, süreçlerin olayın somut özelliklerine göre yürütülmesi gerektiğinden, hak kaybının yaşanmaması adına uzman avukat kadromuzdan dava ve danışmanlık hizmet almanızı tavsiye ederiz.

Calın&Okçu Hukuk

Calın & Okçu Hukuk Bürosu olarak, her biri alanında uzman avukat kadromuzla yerli ve yabancı müvekkillere profesyonel hukuk ve danışmanlık hizmeti sunmaktayız. Müvekkillerle güven ilişkisi içerisinde, çözüm odaklı olarak hizmet vermeyi temel prensip edinerek gerçek ve tüzel kişilere ilişkin hukuki süreçlerin her aşamasını özen ve titizlikle yürütmekteyiz.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Call Now ButtonHemen Bilgi Al!